Bugün fincanda keyifle içtiğimiz bir salep, belki aylar önce dağların eteklerinde açan bir orkidenin kökünden yola çıktı. Osmanlı döneminde tüketilmeye başlanan salep, orkidegiller ailesinden gelen orchis bitkisinden üretiliyordu. Önce yaş halde toplanıp sonrasında kurutuluyor, orijinal tozu ile boğazımızda yumuşacık izler bırakıyordu. Son zamanlarda satın alınan toz salep; içerisinde nişasta ve aroma bulundurulduğundan bu yumuşak dokuyu, tarçın notalarını, gerçek salepin yoğun tadını hissetmek zor.
Peki bu tarihi tadı nerede bulabiliriz? Cevabımız Kahveli Köşk. Tarihi ve kültürel dokusuyla nostaljiyi hatırlatan Kahveli Köşk, size gerçek salepi sunabilmek için bir emek hikayesi yazıyor. Sizi bu lezzetle buluşturabilmek için salepi orkide yumrularından topluyor, kaynatıyor, ardından yirmi otuz gün boyunca kurutuyoruz. Böylece barımıza gelen gerçek salep tozunu ise süt ve sabırla birlikte pişirerek sizlerle buluşturuyoruz. İlk yudumu aldığınızda dudaklarınıza yayılan tarçının dokusu, gerçek salepin yoğun aroması ve yumuşaklığı sizi sonbahar akşamında balkonunuzda dinlediğiniz sakinleştirici şarkılarınıza götürecek.
Kahveli Köşk'ün bahçesinde içtiğimiz gerçek bir fincan salepin iyi tarafları yalnızca tadından ve hissettirdiklerinden ibaret değil elbette. Yapılan araştırmalara göre salepin sağlık üzerinde de oldukça faydalı etkileri var. Yumuşacık salepiniz sindirim sisteminizi rahatlatırken boğazınızı yumuşatacak, bağışıklık sisteminzi güçlendirirken vücudunuza enerji verecek. Hem sağlığınızı hem ruhunuzu besleyecek bu tat Kahveli Köşk'te sizi bekliyor.